İşitme nasıl çalışır?

Murat CEBER
Kurucu
Uzman Odyolog
Duyduğumuz tüm sesler dalgalar veya titreşimler olarak başlar. Bu ses dalgaları her türlü şekil ve boyutta gelir. Örneğin küçük bir zili çalarsanız, vurulan metalin neden olduğu hızlı titreşimler, yüksek perdeli bir zil üreten yüksek frekanslı bir ses dalgası yaratacaktır. Bir bas davuluna vurursanız, davul yüzeyindeki nispeten yavaş titreşimler, düşük perdeli bir ton üreten düşük frekanslı bir ses dalgası gönderecektir.
İnsan beyni, her biri kendi benzersiz frekansına sahip bir ses dalgası tarafından oluşturulan 7.000 farklı perdeyi duyabilir. Sesleri duyduğumuzda, bu ses dalgalarının kulak kanallarımıza girmesi ve beyinlerimizin yorumlayıp anlayabileceği sinyallere dönüşme konusunda karmaşık bir işlem başlatmasının bir sonucudur. Bu sürecin nasıl işlediğini anlamak için önce kulağın temel anatomisine aşina olmamız gerekir.
Kulağın bölümleri
İşitme Nasıl Çalışır: Gürültü sinyale dönüşür
Birinci adım : Kulağın dış kısmı bir ses dalgasını yakalar ve kulak kanalından geçirerek kulak zarına (veya kulak zarının dış tabakasına) çarpar.
İkinci adım : Ses dalgası, kulak zarının ve orta kulaktaki üç küçük kemikçik kemiğinin titreşmesine neden olur. Kemikçiklerin hareketi, oval pencere olarak bilinen iç kulağın girişine iletilirken ses dalgalarını güçlendirir.
Üçüncü adım : Titreşimler kokleadaki sıvının içinden geçer ve küçük tüylü hücreleri hareket ettirir. Bu saç hücrelerinin hareketi, işitme siniri boyunca beynin işitme merkezine giden ve ses olarak yorumlandıkları elektriksel uyarılar yaratır.
İşitme Nasıl Çalışır: Beynin rolü
İç kulaktan gelen elektriksel uyarılar beyne giderken, ilk durakları beyin sapının koklear çekirdek olarak bilinen bölgesindedir. Koklear çekirdek, elektrik sinyallerini süre, yoğunluk ve perdeye göre düzenler ve daha sonra işlenmek üzere organize edilmiş sinyalleri beynin diğer alanlarına iletir.
Beynin tabanındaki talamus, tüm duyulardan duyusal bilgileri toplamaktan ve ayırmaktan ve buna bağlı olarak sözlü bir yanıt veya dövüş veya kaç refleksi gibi bir yanıt hazırlamak için korteksin uygun alanlarına yönlendirmekten sorumludur. Beynin temporal loblarında (kulakların hemen üzerinde) işitsel korteks – beynin dil işleme merkezi bulunur. Bu, kodu çözülen ve organize edilen işitsel sinyallerin ayrı ayrı kelimeler, tanınabilir sesler ve konum, ses seviyesi ve ton gibi diğer tanımlayıcı bilgiler halinde tam olarak açıldığı yerdir.
Son olarak, prefrontal korteks, işitme korteksinden ve diğer beyin bölgelerinden gelen tüm bilgileri bir araya getirir. Bu, beynin, bir sesin içeriğini ve anlamını yüz ifadeleri, beden dili, hafıza ve duygu gibi diğer bilgilerle bütünleştirerek, duyusal verilerin tutarlı bir anlayışını oluşturduğu yerdir.
İşitme Nasıl Çalışır: Algılama penceremiz
Tüm ses dalgaları yukarıdaki süreci takip etmez. Havada dolaşan her ses dalgasını duyup işleseydik, duyusal aşırı yüklenmeden kolayca bunalabilirdik. Bunun yerine insanlar, ses dalgalarını sınırlı bir frekans aralığında algılayacak şekilde evrimleşti.
İnsan işitme frekans aralığı genellikle 20 Hz ile 20.000 Hz arasındadır. 20 Hz’nin altındaki düşük frekanslı sesler infrasound olarak adlandırılırken, 20.000 Hz’nin üzerindeki yüksek frekanslı sesler ultrason olarak kabul edilir.
(Infrasound örnekleri arasında balinalar, filler ve zürafalar tarafından uzun mesafelerde iletişim kurmak için yapılan sesler yer alır. Köpekler, insanların duyamayacağı kadar yüksek olan (46 kHz’e kadar) ultrason frekanslarını alma yetenekleriyle ünlüdür!)
Yüksek frekanslar, genellikle yaşlandıkça işitme kaybından ilk etkilenenlerdir. Yüksek frekanslı işitme kaybı olanlar, 2.000 ila 8.000 Hz aralığındaki sesleri duymada sorun yaşayabilir, bu da kadın veya çocukların seslerini anlamayı veya S, F veya T gibi ünsüzleri algılamayı zorlaştırabilir. CMR işitme merkezinde bir işitme testi yaptırarak hangi frekanslarınızın etkilendiğini öğrenebilirsiniz.