Çocuklarda işitme değerlendirmesi çocuğun yaşına ve gelişim özelliklerine uygun objektif ve subjektif testler kullanılarak yapılır.
Çocuk hasta grubu ile çalışan bir uzmanın, hem test yöntemlerinin kullanım avantaj ve dezavantajlarını hem de çocuğun gelişim evrelerini iyi bilmesi sonuçların yorumlanması açısından önemlidir.
Yenidoğan işitme tarama programları ile;
- Pediatrik odyolojik değerlendirme daha erken yaşlarda başlar,
- Bebeklik dönemi işitme kaybı tanı yaşı düşer,
- Erken rehabilitasyon şansı sağlar
İşitme tarama programları ile erken dönemde rehabilite edilen çocuklar okul yaşları geldiğinde normal işiten yaşıtları ile benzer işitme/dil ve konuşma gelişimine sahip olmaktadır.
Bebek ve çocuklarda zaman çok değerlidir. İşiten sadece kulak değil aynı zamanda beyindir. Konuşma ve lisan kazanımı, yaşayarak öğrenilen dinamik bir süreçtir ve özellikle yaşamın ilk 3 yılı beyin plastisitesi açısından kritik önem taşımaktadır. Beynin deneyim ve tecrübelerle yeni bir bilgiyi öğrenmesi en hızlı bu dönemde olur.
Çocukta duyu organlarından birinden gelen bilgi eksik ise beyin bu duyu organından sağlaması gereken yeni bilgiyi farklı bir duyu ile telafi etme yolunu seçer, budurum crossmodal reorganization olarak tanımlanmaktadır.
İşitme kaybına sahip çocuklar da zamanında rehabilite edilmeyen işitme sistemi nedeniyle beynin dil ve konuşma özelliklerini normal işiten kişilerle benzer şekilde öğrenmesi zorlaşır.
İşitme kaybı olan bebek veya çocuklara zamanında müdahale edilmezse yani gerekli amplifikasyon zamanında sağlanmaz ise; İşitme cihazı ya da koklear implant sonrası sesi duyabilse bile işitsel uyaranın beyindeki işitme merkezlerini aktive edemediği, yerine farklı beyin bölgelerinde aktivasyon gözlendiği ortaya konmuştur.
Bu yüzden işitme kaybının zamanında tespit edilmesi işitme ve erken müdahale edilmesi çocuğun dil ve konuşma gelişimi için oldukça önem taşımaktadır.
Unutulmamalıdır ki yedi yaşından sonra ise normal işitenlerin dil ve konuşma özelliklerini yakalaması mümkün değildir.